Nov 21, 2012

Siir - Bogazin Kiyisinda

Boğazın Kıyısında
Güverteden atılacak
bir parça simidi yiyebilmek için,
durmadan uçar martılar
sefer yapan vapurların peşinde.

Cami avlusundaki güvercinler ise
doyurulmayı bekler
yemci adamın gişesinde.

Ödenince parası bir kap buğdayın
kalkar açlığın önündeki çelik çubuk,
bilet ücreti alınınca verilen
boğaz köprüsünden geçiş izni gibi.

Vapurdan atılan simit parçasını
bir kez olsun ağzına almamış
prensip sahibi bir martı,
tüm bunları
Galata Kulesi’nden izler.
Ve kaçmaz gözlerinden
sırtını iskeleye vermiş yaşlı lastikler.

Onlar ki şehirlerarası yollarda geçen
eski günlerini yadederek
yüreklerini titreten klakson sesleri arasında
seyrederler suya düşen akislerini.

Ve örtünce anılarını
yaklaşan bir vapur gölgesi,
elele tutuşup göğüs gererler
ezilmemek için hayata.

Ve o anda
bayrak yarışı misali
bir vapur açılır sulara,
bir martı kanadında
selam götürebilmek için
iskelenin çiçekçi kızından
karşı kıyıdaki simitçi çocuğa.

Hasan Saim Özturhan

No comments:

Post a Comment