Feb 18, 2014

Haftasonu Maceralari

Bu haftasonu olagandisi bir farklilikta ve yogunluktaydi. Cumartesi gunu taaa ne zamandan biletini aldigimiz Small World yardim gecesi, Pazar gunu de kisa zaman once ogrendigimiz "Biometriks" diger deyisle "parmak izi verme" yolculugunun baslamasi.

Haliyle tum haftasonuna yayarak yaptigim pisirme, tasirma, yikama, paklama islerini cumartesi gunu bitirmek zorunda kaldim. Oluyormus:) Cumartesi ogleden sonra da ciktik Federal Palace otelinin bahcesinde kurulan Small World gecesine gittik. Her yil duzenlenen bu etkinlikte cesitli ulkeler minik cadirlarda kendilerine ait yemek ve icecekleri ikram ediyorlar davetlilere. Lagos'ta acikhavada durmaya alisik olmadigimizdan bayagi sicakladik ama cok guzel yemekler yedim. Ne yalan soyleyeyim Suriyelilerin boyle guzel zeytinyagli yaprak sarma yaptigini bilmezdim. Valla koca tepsiyi onume cekecektim de, e malum ayip. Pakistan acik arayla en guzel masa duzenine sahipti. Kendilerine ozgu masa ortusunun uzerinde herkesin aluminyum folyo tabaklar icinde sundugu yemekleri onlar gumus gorunumlu tabaklarda, Pakistan yazili apronlarini giymis olarak servis ediyorlardi. Yine sikir sikir parlayan kandiller de cabasi. Almanya - Polonya ortak cadirinda sosisler, Sauerkraut ve Polonya votkasi ayrica uzerinde konusulmaya deger guzelliklerdendi. Italya cadirinda hicbir seye bakmadik, harika jambon haricinde. Birlesik Krallik standinda cintonik genelde acimsi buldugum bir icki olmasina ragmen cok lezizdi.

Gelgelelim, yemek faslini takiben gerceklesen eglence kismi hepsini izlemedigimiz halde, cok basarili sayilmazdi. Uzerine emek verilip hazirlandigi belliydi, yine de bizim orada 2 saat daha oturmamizi saglayamadilar.

Gecenin sonunda hem eglenip hem de ise yaradigimizi dusunerek mutlu oldum ben. Acikhavada dolunay esliginde bir aksam gecirmenin hafifligi de ayrica guzeldi.

Pazar gunu ise beni tum bu hafiflikten bir anda uzaklastiracak Yenagoa yolculugu bekliyordu. 11.30'da evden alindik, havaalanina geldik. Ilk defa Ic Hatlar alanini gormus oldum. Bizim acimizdan son derece sorunsuzdu. Ancak 2. grup arkadaslar baska ucaktan biletleri alindigi, ucaklari 2.15 yerine 5'e sonra da 6.45'e ertelendigi icin yolculuklarini yapamadilar. Eve geri donduler. Benim basima gelseydi bu durum cok uzulur, cok kizardim. Tum gunu havaalaninda gecirdikten sonra eve donmek!!! Kuzucum zaten dudagini buktu ben ayrilirken ama daha kotusu ben cok kotu oldum ondan ayrilirken. Neyse babasi onu eglendirmek icin ne varsa yapmis, bizim koftenin de beni unuturvermesi cok uzun surmemis.

Yolculuga geri donecek olursak, ucagimiz zamaninda kalkti sayilir ve Port Harcourt'a vardigimizda cok uzun sure beklemeden aracimiza bindik. 45 dakikalik bir minibus yolculugundan sonra guvenliginin siki olusuyla bilinen otelimize vardik. Gecen hafta kocam ayni adimlardan gectiginden duruma yabanci degildim. Oldukca siradan ama bir gece icin bizi magdur etmeyecek temizlikte oldugunu biliyordum otelin. Odalaimiza yerlestik, biraz TV izledikten sonra yemek oncesi bir sey ictik, sonra da yemegi yiyip odalara yollandik. Sabah 5'te kalkmamiz, kahvalti edip en gec 6'da Yenagoa'ya yola cikmamiz gerekiyordu. Yine sansli oldugumu dusunuyorum zira birlikte oldugum gruptakiler zamanlamasi iyi insanlar cikti. Herkes zamaninda kahvaltiyi yapti, odalarindan cikti ve biz 6'yi biraz gece yola ciktik.

2,5 saatlik eskort araca esligindeki yolculukta gerek perdenin arkasindan gerek yakinimdaki arac kapisindan gorduklerimi anlatmak cok zor. Son derece bizim dunyamiza!!! uzak bir bambaska dunya. Acikta kesilen etler, her (hilafsiz) 20 metrede bir tabelasini gordugumuz kiliseler, sapeller (Evangelist, Baptist, Peace of God, Gracious Jesus akliniza gelebilecek turlu isimlerde kiliseler), tozun topragin icinde evler, ortalikta cocuklar, calisan, agir kosullarda yasayan bir suru insan. Baska turlu bir saygiyi hakettikleri kesin. Bizim dunyamizdaki bilgisayarlardan, mutfak esyalarindan, banyo kavramindan, hatta elektrikli yasam kavramindan uzak yasayan insanlar. Ote yandan tum bunlarin ortasinda yer yer yukselen binalarda verilen "Bilgisayar egitimi" kurumlari, okula giden cocuklar. 5 yasindaki 3 yasindakinin elinden tutmus arabalarin yanindan okula giderken. Anneler baslarinin ustunde onlarca kilo agirlikta tasiyarak satmalari geeken mallari bir yerden bir yere gotururken sirtlarinda bagli olan cocuklarin muhtesem guzellikte uyumalari. Hangi birini saysam bilmiyorum ki.

2 comments:

  1. Canım, abartıdan uzak ve okuyanın gözünde kolayca canlandırabileceği şekilde yazıyorsun biliyor musun. Daha çok yazmalısın yine diyorum.
    Hangi birini saysam demişsin ya; böylesi bir yolculuğa elinde not defterinle çıkıp daha çok detay paylaşsan ya mesela bizimle...
    Çide

    ReplyDelete
    Replies
    1. Aman efendim coook tesekkur ederim ama o sizin teveccuhunuz. Yaziyorum boyle arada iste, kendi kendime. Bir de sen okuyup begeniyorsun, sagol:) Yazmaya devam. Pesini birakmayacagim ama.

      Delete